İnternet ve giderek sayısı artan sosyal medya araçları ile iletişim ve
reklam dünyası da sisteme kendini uydurdu. Hayatın her alanında sosyal medya
kullanılır hale geldi. Spor, siyaset, magazin, eğitim bu alanlardan bazıları.
Tüm kurum ve öğrencileriyle beraber uluslararası bir pazar haline gelen eğitim sektörü üzerinde özelleşecek olursak; Türkiye’de de, 90’lı yıllarla sayıları artan vakıf üniversiteleri, yüksek öğrenimde ‘tanıtım ve reklamın’ öneminin aynı oranda artmasına yol açtı. Son dönemlerde, geleneksel reklam yöntemlerinin yanı sıra, iletişimi önemli ölçüde etkileyen sosyal ağlar da yüksek öğrenimdeki yerini sağlamlaştırdı. Genç nüfus tarafından yoğun kullanıma sahip teknoloji ürünleri ve bu teknolojinin yarattığı yeni iletişim mecraları önemini eğitim sektöründe de öncelikli olarak göstermeye başladı. Gerek üniversitelere ait kurumsal sosyal medya hesapları, gerek akademik personel ve yaşları itibari ile teknolojiye en yatkın olan öğrenciler bu değişen iletişim yöntemine entegre olmayı başardılar.
Eğitim sektöründe Facebook ve Twitter gibi sosyal mecraların kullanım alanları sundukları farklı olanaklara göre çeşitli şekillerde işlev görüyor. Öğrencileriyle sosyal medya üzerinden bağlantıya geçen öğretim görevlilerinin yanı sıra, dersler, programlar, seminerler, mezuniyet sonrası kariyer fırsatları ve iş imkanları vb. için öğrenciler de hem kendi aralarında iletişim kuruyor hem de kendilerine yeni bir kimlik sağlayan okulları ile doğrudan iletişimi yakalamış oluyorlar. Öğrenciler tarafından Facebook üzerinde kurulan grupların ders, kitap, ödev tartışmaları, yapılan okumaların paylaşılması gibi sosyal medyanın yaratıcı bir kullanım alanı haline dönüşmesi de değişen iletişim çağının ve bu alanda ne yöne doğru bir gelişim yaşanacağının habercisi olarak görülüyor.
Üniversiteler ve sosyal medya kullanımı konusu araştırmalara da konu
oluyor. İnsan, Toplum Ve Teknoloji Derneği (İTTD) tarafından yapılan 47 vakıf
üniversitesi ve 94 devlet üniversitesi olmak üzere toplam 141 üniversite
istatistiklerinin veri olarak kullanıldığı “Sosyal Medya’da En iyi İlk 10 Üniversite
Araştırması’nda da çeşitli sonuçların ortaya çıktığını gözlemleyebiliyoruz.
Kurumsal sosyal medya hesabı olmayan üniversitelere ilişkin bulgulara göre
47 vakıf üniversitesinden 12’sinin kurumsal Twitter hesabı yok veya
üniversitenin resmi web sayfasında yer almıyor. 7 üniversitenin kurumsal
Facebook hesabı yok. Bunlardan 6 üniversitenin ne kurumsal Twitter, ne de
kurumsal Facebook hesabı bulunuyor. 94 devlet üniversitesinden 61’inin kurumsal
Twitter hesabı bulunmuyor. 55 üniversitenin kurumsal Facebook hesabı yok (Kaynak:
Milliyet). 2012 yılına ait bu verilerin bugün halen çok değişmediğini, fakat
özellikle vakıf üniversitelerinin sosyal medya hedeflerini de yıllık reklam ve
tanıtım hedeflerine dahil etmeye başladıklarını gözlemleyebiliyoruz. Bu anlamda
yurt dışı örnekleri, dünyaca bilinen büyük üniversitelerin sosyal medyayı
kullanım alanları ve öğrenci akademisyen ilişkisini üniversitelerin fiziksel
mekanlarının dışına taşıyacak şekilde geliştirdikleri yeni sosyal medya
stratejileri de ülkemizde eğitim sektöründe sosyal medyanın kullanım alanı
konusunda yaratıcı fikirleri doğuruyor ve yönlendiriyor.
Tüm kurum ve öğrencileriyle beraber uluslararası bir pazar haline gelen eğitim sektörü üzerinde özelleşecek olursak; Türkiye’de de, 90’lı yıllarla sayıları artan vakıf üniversiteleri, yüksek öğrenimde ‘tanıtım ve reklamın’ öneminin aynı oranda artmasına yol açtı. Son dönemlerde, geleneksel reklam yöntemlerinin yanı sıra, iletişimi önemli ölçüde etkileyen sosyal ağlar da yüksek öğrenimdeki yerini sağlamlaştırdı. Genç nüfus tarafından yoğun kullanıma sahip teknoloji ürünleri ve bu teknolojinin yarattığı yeni iletişim mecraları önemini eğitim sektöründe de öncelikli olarak göstermeye başladı. Gerek üniversitelere ait kurumsal sosyal medya hesapları, gerek akademik personel ve yaşları itibari ile teknolojiye en yatkın olan öğrenciler bu değişen iletişim yöntemine entegre olmayı başardılar.
Eğitim sektöründe Facebook ve Twitter gibi sosyal mecraların kullanım alanları sundukları farklı olanaklara göre çeşitli şekillerde işlev görüyor. Öğrencileriyle sosyal medya üzerinden bağlantıya geçen öğretim görevlilerinin yanı sıra, dersler, programlar, seminerler, mezuniyet sonrası kariyer fırsatları ve iş imkanları vb. için öğrenciler de hem kendi aralarında iletişim kuruyor hem de kendilerine yeni bir kimlik sağlayan okulları ile doğrudan iletişimi yakalamış oluyorlar. Öğrenciler tarafından Facebook üzerinde kurulan grupların ders, kitap, ödev tartışmaları, yapılan okumaların paylaşılması gibi sosyal medyanın yaratıcı bir kullanım alanı haline dönüşmesi de değişen iletişim çağının ve bu alanda ne yöne doğru bir gelişim yaşanacağının habercisi olarak görülüyor.
İnternet ve sosyal medya çağında gelişen ve bugün üniversite tercihi
aşamasına gelmiş olan 17-18 yaş aralığındaki gençlerin değişen kriter, istek ve
araştırma yöntemleri artık eğitim kurumlarının da sosyal medyada görünür olma
zorunluluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu gerçeklik, öğrencilerin
tercih edecekleri üniversiteler ile ilgili merak ettikleri konuları, tercih
aşamasında yaptıkları incelemeleri, birlikte çalışmak istedikleri
akademisyenleri, hatta başvuru yapacakları üniversitelerin sunduğu sosyal
imkanları en interaktif şekilde görebilecekleri sosyal medya mecralarına yönlendikleri
gerçeğini de yanında getiriyor. Bu nedenlerle, sosyal ağlarda aktif olan
üniversiteler hem etkili tanıtım, hem yüksek etkileşim, hem de doğrudan hedef
kitleye ulaşma imkanını yaratmış olurken, hali hazırda bulunan öğrencileri ile
gerçek zamanlı ve organik bir tanıtım çalışmasını yürütmüş oluyorlar. Her şeyin
gözler önünde olduğu günümüz iletişim çağının sosyal araçlarından faydalanarak
şeffaf ve etkileşimli bir buluşma ortamı yaratıyorlar.
Sonuç olarak, her geçen gün sayıları artmakta olan üniversitelerin
kurumsal olarak bilinirliğini artırmak, daha eski kurumlarla rekabet ortamını
yakalayabilmek, iletişim çağında yakalanması gereken iletişim ve etkileşim
seviyesini yakalayabilmek, üniversitelerin sosyal sorumluluk görevi olarak
görülen toplumun ve öncelikle öğrencilerin bilinç seviyesini artırmak,
günümüzde sosyal medyanın yeni iletişim yöntemleri ile kolay ve erişilebilir
hale gelmiştir. Üniversitelerin ve akademinin yenilikleri kucaklayan, araştırma geleneğini
sürdüren ve sürekli ilerici yapısını destekleyen nitelikteki sosyal medya
mecraları, dünyada olduğu gibi ülkemizde de üniversite tanıtımlarının
vazgeçilmez bir parçası haline gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder